Deney-7: Asitle Cam Yapıştırma !!!

15 Ekim 2009 Perşembe
Dün başladığım ve bugün test ettiğim ilginç bir deney yaptım: Hidroflorik asitle (HFL) iki camı yapıştırdım! Neden böyle ters bir olay yaptığımı merak ederseniz hemen söyleyeyim...:)

Kalın cam üretmek için...

Malumunuz teleskopların çapları arttıkça kalınlıklarının da artması gerekiyor. Çünkü cam esneyebilen bir malzeme ve optik hassasiyetler göz önüne alındığında esnekliğin kabüledilebilir seviyede kalması için kalınlığın 1/6 olması gerekiyor. Mesela 114 mm. çap için 19 mm. kalınlığında cam ideal ölçüler. Ancak Türkiye'de bu ölçüden daha büyüğü üretilmiyor. Bu yüzden ithal cam tedarik etmek gerekiyor. İtalya'dan 25 mm. bulabiliyoruz ve eğer zorlarsak bir camcıya göre ABD'den 30 mm. temin edilebiliyor. Ama 1/6 ölçüyü hesaba katarsanız bizim ideal ölçülerde 180 mm. çapındaki teleskop üretmememiz gerekir!

Geriye iki alternatif kalıyor: Ya borosilikat katklılı (Borcam veya Pyrex) cam dökeceksiniz ya da bunları füzyon veya başka yöntemle birleştireceksiniz. Elbette lamine camlar veya iki cam arasında yapıştırıcı malzeme ile yapılan kompozit malzemeler de işimizi görmüyor. Çünkü farklı genleşme ve büzülme katsayıları var. (-bknz. en altta çizelge)

Peki, asit camı eritirken çözünen soda-kireç malzeme iki camı istediğimiz özelliklerde yapıştırabilir mi? Evet ben bunu denedim ve 12 saat güneşte kuruyan cam 10 defa yarım metre yükseklikten bırakarak ayrılmadığını gördüm. Ancak bu ilk testti ve dondurup (büzülmesini sağlayıp) genleştirmeliydim.




Yukarıdaki fotoğraf, dün deneyini yaptığım 10 mm. iki cam parçasının asitle ile yapışmış ve -5 santigrat dereceye soğutulmuş halidir. Dikkat ederseniz cam üzerinde donmuş nemi (buz parçalarını) görebilirsiniz. Ben bunu buzluktan çıkardığımda her zaman ki çapraz hareketi uygulayarak çıkarmaya çalıştıysam da ayıramadım.

Elbette deneyin bu aşaması da yöntemin doğruluğunu kanıtlamıyor. Çünkü iki düz cam arasında olan bir miktar su (hatta hava bile) yapışma etkisi görünmekte. Ne yazık ki bunlar çok kısa süreli yapışmalar. Su dondurulduğunda genleşeceği için iki cam kolaylıkla ayrılır. Üstelik bir buzu nemli elinizle tuttuğunuzda parmaklarınıza yapıştığını da yaşamışsınızdır. O halde ben bunu en az +100 santigrat dereceye ısıtarak denemeliydim. Elbette ocak görüntülerinden farkedeceğiniz üzere bunu da denedim...:)






Sol alt köşedeki fotoğrafta kenarlarda bir nem görülmekte. Aslında ısıtmadan evvel cam zarar görmemesi için oda sıcaklığına gelmesini bekledim ve çevresinde nemli hiç bir yer yoktu. Muhtemelen asit içerisindeki su iki cam arasında hala muhafaza ediliyor olmalı. Bunu ısındıkça aşağıdaki fotoğrafta belirgin olan değişmeyi karşılaştırarak kanıtlamış oldum:




Bu yüzden hala sıvının vakum etkisi yaparak yapıştığını söyleyebiliriz. O yüzden çok güvenilir bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Çünkü iki cam arasında sadece asitin erittiği cam malzemesi kalmalı. Aksi taktirde istenmeyen durumlar oluşabilir.

Yukarıda ifade edilen deney çok tehlikeli değildir. Kurallara uyulduğunda cam parçalanmıyor ve asit insanı öldürmüyor. Ancak gözlük ve maske kullanım zorunluluğunun olduğunu unutmayın. Ayrıca deneyin güvenilirliği ilk seferden dolayı kanıtlanmadığını ve tekrarlanması gerektiğini belirtmeliyim. Deney bildirgesinde ifade edilenleri siz de deneyerek yorumda bulunursanız sevinirim. Belki benden daha çok deneyen sonuçları/bildirgeleri çıkabilir.

Bir sonraki deneyde asitin daha çok buharlaşmasını bekledikten sonra ve güneş ile kurutmak yerine ısıtarak kaynaştırmayı düşünüyorum. En iyi sonucu elde etmek için başka yöntemler denenebilir.