Deney-6: YENİ BİR ÖLÇME TEKNİĞİ

10 Eylül 2009 Perşembe
Evet, sanırım bu yeni bir deney ama söz artık son...:)

Artık icraata gelmeliyim çünkü elimdeki malzemeyi ve denklemleri yeterince tanıdım. Geçen gün yaptığım deney kılıklı deneme (-bknz. aşağıdaki İKİNCİ BÖLÜM) beni çok etkiledi ve devam ettim.

Aşağıdaki vidyodan anlaşılacağı üzere, webcam devresi üzerindeki yazılar tam odağa geldiğinde okunur oluyorlar. Biraz düşündüğümde ve esnemeyen bir ip ile bu mesafeyi ölçtüğümde odak uzaklığını mükemmel bir şekilde ölçebileceğimi farkettim...

BİRİNCİ BÖLÜM:

Deneye ek olarak ihtiyacım olan sadece bir ip ve bunu sararak ölçmeme yarayacak bir boruydu. İpi aynayı tutan pimlere takarak tam ayna hizasından (3 kere) düğümledim. İpin diğer ucunu da webcam devresini tutan vida deliklerinden birinden geçirdim. Böylece devre aynaya yaklaştığında arkasından tuttuğum ip boyunca ilerleyecekti...

Veee görüntü ekranda netleştiğinde görüntü almayı kesip parmağımla tuttuğum noktaya yine üç düğüm atarak yerini işaretledim. Ama burada önemli bir sorun vardı! O da ölçümü mükemmele yakın yapsam bile ipin uzunluğunu en hassas nasıl ölçebilirdim? Aklıma önceki deneyde kullandığım boru geldi ve çapını ölçtüğümde çok uygun (~10 cm.) olduğunu gördüm. Sonra ne mi yaptım, sardım tabii ki:


Sardım ve saydım, toplamda 22 sipir buldum. Tabii doğru bir ölçüm için sipirler arasındaki mesafeyi sıfırlamalıydım. Ayrıca tam tur olarak varsaydığım son sipirden iki düğüm arasındaki mesafeyi çıkarmalıydım. Sonuçta saydığım 22 sipirin hepsi tam tur değildir:


Ölçüm Sonuçları:
r = 3,18/2 = 1,59 cm.
Ç = 2 . π . 15,9 = 99,902 mm.
Fark: 1,1 cm.
Sipir: ~22 adet
Çevresi: ~ 10 cm.

Artık her şey Pi sayısının marifetine kalıyordu ki sipir farkını çıkardıktan sonra geriye iki tane matematiksel işlem yapma zahmetini daha doğrusu zevkini bana bırakıyordu.

RoC = 22 . 10 - 1,1 = 2189 mm.

Hemen sağlamasını Sagita Calculator ile yaptığımızda (bu arada D: 154 mm.), çalıştayda hedeflenen 1,29 mm. sagitta değerini bulamıyoruz!

Neden! Evet, neden?

Bu sorunun cevabını henüz bilmiyorum. Keza Uğur İKİZLER bu konuda ATM Türk'ün 7068. iletisinde arada oluşan hesaplama farkını gündeme getirmişti. Ancak bir türlü tatmin edici bir cevap bulamamıştık. Ölçüm veya denklem hataları dedik ama yeterli görmedik. Benim aklıma aynayı parabol hale getirince oluşan bir odak kayması (-bknz. 7122. ileti) geldi. Ama 7214. iletide de farklı ayrıntılar Enes TINKILINÇ sayesinde açığa çıktı.

Sanırım bu olanları anlayabilmem için daha 10 fırın ekmek yemeliyim...:)

İKİNCİ BÖLÜM:

Bir teleskop aynasının tam karşısına geçip RoC (-bknz. Radius of Curvature) mesafesine daha önce söktüğüm CCD'yi (-bknz. Logitech QuickCAM Pro 9000 Parçalama) koyup üzerindeki LED'den çıkan ışığın (aynı zamanda aydınlanan devrenin görüntüsü) aynadan yansıyarak CCD üzerine düşmesi. Bunu aşağıdaki vidyoda izleyebilirsiniz:


Bu vidyoki güneş değildir...:)

Şimdi de şöyle diyebilisiniz: "Salih senin derdin ne ki böyle bir şey yaptın?"

Cevabı basit denemek için. Aslında ATM Türk'ün 7229. iletimin ikinci bölümünde bunu denemek istediğimi işaret ederek olası nedenleri sıraladım. Ama henüz sonuç kaydettiğimi düşünmüyorum. Ancak şunları unutmadan söylemeliyim:
  1. Odak dışında aynanın hayalet bir görüntüsü CCD'ye yansıyor,
  2. Odaktan uzaklaşıldıkça bu görüntü büyüyor ve
  3. Aynaya çok yaklaşınca yüzeyindeki en ufak ayrıntıyı görebiliyoruz...
Belki ileride bu bir deney olabilir. Çünkü projeninin son aşamasında uygulanması gerekecek. İkincil ayna yerine bir CCD koymayı ve tamamen bilgisayar ile denetlenen bir teleskop olmasını hedefliyorum.

Dip Not: Vidyodaki nokta şeklinde sabit gölgeler CCD üzerine yapışmış tozlardır.

GÜNCELLEME

9 Eylül 2009 Çarşamba
Merhaba,

Bugün iyi bir şey yaptım! Elime yeni geçen grid'leri bilimsel ve objektif bir şekilde yakın incelemeye aldım. Yeni bir kayıt açmak yerine benzer bir deneysel çalışmaya kaynak (ek) yapmayı tercih ettim ve bunu bildiriyorum...

Deney-1: http://6genayna.blogspot.com/2009/08/deney-asindiricilari-tanima.html


Lütfen takip ederek yorumlarınızı eksik etmeyin. Güncellemeleri artık bu şekilde haber vermeyeceğim. Ama Twitter'ı takip edebilirsiniz...:)

Sevgiler, saygılar...

Deney-5: BALMUMUNU TANIMA

8 Eylül 2009 Salı
Bu gördüğünüz pembe renkli bir gezegenin en büyük krateri değil!


Aslında hem balmumunu tanımaya çalısıyordum, hem asiti, hem de Atila TINKILIÇ için bir Cassegrain deliği çıkarma yöntemi geliştiriyordum. Anlayacağınız bir taşla bir kaç kuş...:)

Dün de bir krater oluşturmuştum!

Bu sefer şu reklamcıların kullandığı yapışkan folyoları kullandım. Camın yanlarını da elektrikçi bandı ile kapattım ve tahmin ettiğim gibi huni benzeri bir şey çıktı...:)



Yukarıdaki fotoğraf dün yaptığım deneyin sonucunu gösteriyor. Gördüğünüz gibi bir kaç daire iç içe ve gittikçe oyulan bir şekilde aşınma olmuş. Oysa bugün çözüm olarak denediğim fikirde öngördüğüm sonuç çıkmadı! Hedefim düzgün kenarları olan bir daire çıkartmaktı. Kısmen başarılı oldum ama ne hikmetse plastik borunun temas ettiği bölgeler daha bir çukur oldu. Yani bu şekilde devam edilirse 'decoupe' eden makinalar gibi camı plastik bir boruyla disk şeklinde çıkarabilirim...:)

Şimdi diyeceksiniz bu plastik boru ne! En iyisi işlem basamaklarını sırayla anlatmaya çalışayım...

Ama önce eritme ölçülerinden bahsetmeliyim, az sonra...

Dün 1 saat 50 ml. asit içine daldırılan ve 2 cm. çapındaki delik 2 mm. erimişti. Gerçi bu en derin yeriydi ama düzgün bir cam artığı temizleme mekanizması olsaydı daha fazla ve düzgün erime gerçekleşebilirdi. Aklıma gelen yöntemi denediğimde de 3-4 mm. arası değer ölçtüm. Aslında kalıbı çözmediğim için bir kısmı balmumu ve kalıp yüksekliği.

Ama dikkatleri halka şeklinde oluşan tepeye çekmeliyim. Ne demek istediğim şu Foucault Testi fotoğrafının 10b şeklinde görülmekte. Aynı bu şekildeydi ve sanırım çevresi en derin yeriydi. Peki bu iş nasıl oldu da ayna aşındırırken karşılaştığımız ve istemediğimiz görüntüye benzer bir durum oluştu. Cevabını belki vidyo altında verebilirim:

İŞLEM BASAMAKLARI

1.fotoğraf: Kalıbı tepeleme balmumu ile doldurmak ile başlıyoruz. Kormayın, taşmıyor çünkü dış görünüş aldatıcı ya; balmumu parçaları yarım küreden oluştuğu için bir süre sonra aralarındaki boşluklar kapanıyor ve kabın neredeyse yarısını dolu gözüküyor.

2.fotoğraf: Pişirme kabına su doldurma. Şimdi diyebilirsiniz ne alakası var! Üstelik balmumu ile su pek iyi anlaşamamaktalar. Hani annelerimiz bazı yemekleri bişirirken kap içinde su kullanırlar ya. Buna Belmar Usulü diyorlar ve balmumunu yüksek ateşten koruyor. Gerçi bendeki doğal balmumu değil ve havya bile pekala özelliğini yitirmeden eritilebiliyor.

3.fotoğraf: Boruyla birlikte eritme. Aslında burada bir fotoğraf eksik; zaman ile yarıştığım için çekmeyi unutmuşum! Çünkü tam erimeden ve ortada bir miktar balmumu varken camı üzerine bırakmam gerekiyor. Yoksa dengesini yitirip istenmeyen bir durum olabilir. Zaten balmumu boruya ulaşmadan alta kalanlar da eriyor.


4.fotoğraf: Tüm balmumu eridikten ve cam yüzeyi kaplandıktan sonra kabı çıkartarak ters çevrilmiş bir çelik tencere üzerinde soğutmaya alıyorum. Bunu yaparken boru fazla kıpırdamaması gerekiyor. Gerçi sonradan ince rötuş yapmak mümkün. Aslında boruyu daha kısa kesebilirdim ama uğraşmak istemedim. Üzerindeki satıcı etiketi bile duruyor. Ama termal barkod kağıdı olduğundan kararmış vaziyette. Bunu aşağıdaki vidyoda görebilirsiniz.

5.fotoğraf: Soğuma yüksek oranda gerçekleşti. Artık boruyu çıkarabilirim. Çünkü rötuş için bir miktar ısıya ihtiyaç var ve tahminim 50 santigrat derece olmalı.

6.fotoğraf: Rötuşlanmış ve henüz kalıbından çıkarılmamış balmumu. Ancak işlemi kalıpla yaptım çünkü kalıba tam batmıyordu ve özelliğini yitiren asiti altında biriktirebileceğimi gördüm...:)


Vidyo sonunda gayri ihtiyari sıcak diyorum...:)

Aslında çok da sıcak değil ama dikkatiniz çektimi bilmiyorum sümüksü bir cam artığı oluşmakta. İşte bu asitin etkisini azaltmakta. Dolayısıyla ortamdan düzgün bir şekilde uzaklaştırılırsa asit taze olduğu müddetçe erime devam ediyor. Sanırım boruyu döndürdükçe camdan soyulan artıklar merkezde toplanarak böyle bir görünüm oluşturdu...

Kendimi yemek tarifi veriyormuş gibi hissetmeye başladım. Hoş deneyin bir kısmı mutfak içinde ve mutfak malzemeleri ile yapıldı ama yemek yapmayı o kadar becerdiğim söylenemez. Ortalığı dağıttığım, geçen sene çektiğim bir vidyo ile kanıtlandı ve belki bir gün paylaşırım.

Başarılar...